Tarihsel âyet olmaz
Sual: Her ne kadar Ehl-i kitabın cehennemlik olduğuna dair âyetler varsa da, Bekara 62, Maide 69’da Ehl-i kitabın cennete gideceği bildiriliyor. Bu bir çelişki midir? Yoksa sapıkların dediği gibi, bu âyetler tarihsel midir?
CEVAP
Hâşâ Kur’an-ı kerimde çelişki de, tarihsel âyet de olmaz. Hak din yalnız İslamiyet’tir, Müslümandan başkası cennete giremez. Üç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Allah indinde hak din ancak İslâm’dır.) [Al-i İmran 19]
(Sizin için din olarak İslâm’ı beğendim.) [Maide 3]
(Kim İslâm’dan başka din ararsa, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.) [Al-i İmran 85]
Âyet-i kerimeleri en iyi anlayan Peygamber efendimizdir. Bu âyet-i kerimelerin açıklamasında buyuruyor ki:
(Cennete sadece Müslüman olan girer.) [Buhari, Müslim]
(Beni duyup da iman etmeyen Yahudi ve Hıristiyan [ve her
kâfir] elbette cehenneme girecektir.) [Hâkim]
Peygamber efendimiz, imanla ilgili âyetleri açıklayarak imanı şöyle tarif etmiştir:
(İman; Allaha, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe,[yani cennete, cehenneme, hesaba, mizana], kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna ölüme, öldükten sonra dirilmeye, inanmaktır.) [Buhari, Müslim, Nesai]
Amentü’deki altı esastan birini inkâr eden kâfir olur. Sadece Allah’a inandım demek kâfi değildir. Hıristiyan ve Yahudiler, bizim peygamberimiz dâhil bütün peygamberlere inanmadıkça kâfirlikten kurtulamazlar. Yahudiler, Hazret-i İsa’ya, Hıristiyanlar da, Muhammed aleyhisselama inanmadıkları için kâfir oldular. Amentü’de bildirilen altı husustan birini, mesela kaderi inkâr eden kâfir olur, bütün iyi amelleri yok olur. (Redd-ül-muhtar)
Kur’an-ı kerimde, Ehl-i kitabın kâfir olduğunu bildiren birkaç âyet-i kerime şöyledir:
(Yahudiler Üzeyr’e, Hıristiyanlar da İsa’ya Allah’ın oğlu dediler. Daha önce kâfir olmuş kişilerin sözlerini taklit ediyorlar. Allah onları kahretsin.) [Tevbe 30] (Ehl-i kitap, diğer kâfirleri taklit ettikleri için kötülenmektedir.)
(Ehl-i kitap [İslâm’a] iman edip, [kötülükten] sakınsalardı, kötülüklerini örter ve onları nimetleri bol cennete sokardık.) [Maide 65] (İslam’a inanmadıkları için iman etmiş olmazlar.)
(Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar, [İslâm düşmanlığında] birbirinin dostudur. Onları dost edinen de onlardan [kâfir] olur. Allahü teâlâ, [kâfirleri dost edinip, kendine] zulmedenlere hidâyet etmez.) [Maide 51] (Ehl-i kitap kâfir olduğu için dost olmaz.)
(Müminler, kâfirleri dost edinmesinler! Onları dost edinenler, Allah’ın dostluğunu bırakmış olur.) [Al-i İmran 28] (Kâfirlere kucak açanlar da, Allah’ın dostluğunu bırakmış olur.)
(Sen, onların dinine uymadıkça, Hıristiyanlar ve Yahudiler senden hoşnut olmazlar. De ki “Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur.”) [Bekara 120] (Yani Ehl-i kitap, doğru yolda, [Allah’ın yolunda] değildir. Ehl-i kitabın bozuk dinine girmedikçe, Resulullahtan hoşnut olmazlar. Kiliseye gitmekle, Papa’nın elini öpmekle, Hıristiyanlar, Müslümanlardan hoşnut olmaz.)
(İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarının Yahudi veya
Hıristiyan olduğunu söyleyenlere de ki: Siz mi iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı? Allahın bildirdiğini gizleyenden daha zâlim kim olur.) [Bekara 140] (Demek ki her peygamber Müslüman, Ehl-i kitap ise bâtıldır.)
([Ey habibim, Yahudi ve Hıristiyanlara] De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki Allah da sizi sevsin.) [Ali İmran 31] (Demek ki Ehl-i kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler, Peygamber efendimize iman etmedikçe, Allah onları sevmez.)
(De ki: “Ey Ehli kitap, gelin aramızda şu müşterek söze uyalım: “Ancak Allah’a kulluk edelim, Ona şirk koşmayalım, Allah’ı bırakıp insanları Rabler edinmeyelim” Yine de, yüz çevirirlerse, “Şahid olun ki, biz Müslümanız” deyin!) [Al-i İmran 64] (Ehl-i kitap yani Yahudi ve Hıristiyanlar buna yanaşmadı, yani Müslüman olmadılar.)
([Senden önce peygamberlere] iman edenler, Yahudi, Hıristiyan ve Sabiinlerden Allah’a ve ahirete inanıp salih amel işleyenler için elbette Rablerinin katında mükâfatlar vardır.) [Bekara 62] (Hazret-i Musa zamanında, ona inanan Yahudiler ve Hazret-i İsa zamanında ona inanan Hıristiyanlar, elbette cennete gidecektir; çünkü bütün peygamberler gibi, Hazret-i İbrahim gibi, Hazret-i Musa da, Hazret-i İsa da müslümandı.)
(Kitab ehlinden Allah’a huşu duyarak inanıp, Allah’ın ayetlerini az bir değere değişmeyenler vardır. İşte onların ecirleri Rablerinin katındadır. Şüphesiz Allah’ın hesabı çabuktur.) [Ali İmran 199, Maide 69]
Bu âyet-i kerimede, Hıristiyan ve Yahudiyken iman eden, yani müslüman olanlar övülüyor. Müslüman olmadan bir kimse iman etmiş olmaz ki. Hâşâ ayetlerde çelişki aramak ne kadar çirkindir.
Kur’an-ı kerim tarihsel demek, (Kur’anın hükmü kıyamete kadar baki değildir) demektir. Ateistlerin iddia ettiği gibi, domuz, o gün için haramdı. Şimdi eti temizleniyor, yenmesinde sakınca yoktur denir mi? İçki, o gün için haramdı, şimdi sarhoş olmayacak kadar içmekte sakınca yoktur denir mi? Gusül, abdest cahiliye Araplarının kirden temizlenmek için emredilmişti, şimdi buna lüzum yok denir mi?
Bunlar gibi, inkâr etmek için, dini emirlerin hepsine birer kulp takmak mümkündür. Eski Hıristiyanlar cehennemlikti, şimdikiler cennetlik denir mi hiç?